ABEL17ABEL17ABEL17
[email protected]
​Merkez Adres: Akşemseddin Mah. Ömerhalisdemir Cad.No:19/1,Eyüp,İstanbul
Şube Adres: Ortakapı Mah Karadağ Cad No:10 Kat:4 Merkez/Kars

Dokumacılık Kültürü

DOKUMA TARİHİ

Dokumacılık çok eski sanatlardan biridir. İlk insanlar vücutlarını dış etkenlerden korumak için hayvan derilerini kullanmışlardı. Önce hayvan postları ve deriyle daha sonrada bitki sap ve lifleriyle dokuma yapmayı öğrenmişlerdir. Bitki saplarıyla başlayan dokumacılık, yün ve pamuktan dokumalarla günümüze kadar gelmiştir. Gerçekten de dokumacılık, insanların üzerinde çalıştıkları en eski işlerden birisidir. Elde edilen lifler uzun olmadığından dokumaya elverişli olmuyordu. Bitkisel veya hayvansal liflerin birbirine eklenerek iplik yapılması, istenilen uzunlukta dokumalar yapma olanağı vermesi bakımından önemli bir buluş olmuştur. Bilinen en eski halı, M.Ö.5-3 yüzyıllar arasında Orta Asya’da dokunan ve dokunduğu bölgenin adını alan PAZIRIK HALISI’dır. Kirkitli dokumaları bulan ve geliştirenler Türklerdir. Halı ve diğer kirkitli (kilim-cicim sumak-zili) dokumalar, Türklerin Orta Asya’dan göç etmesiyle dünyaya yayılmıştır. İnsanların, konutların döşenmesinde örtü ve yaygı gereksinimlerini karşılamak amacıyla yün ipliklerini birbiri arasından bir alt bir üst geçirerek ilk önce kilim yaptıkları, sonradan da bu ipliklerin arasına kısa yün ipliklerini düğümleyerek halıyı buldukları sanılmaktadır. Geleneksel Türk El Sanatları, Anadolu’ nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli uygarlıkların kültür mirasıyla, kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik oluşturmuştur. Dokumacılık Anadolu’da çok eskiden beri yapıla gelen, çoğu yörede geçim kaynağı olmuş ve olmaya devam eden bir el sanatıdır. Kilim, cicim, zili ve sumak dokumalar bu güne kadar, dağınık olarak Türkiye’nin hemen her yerinde dokunmuş ve dokunmaktadır. Türkiye’nin doğal koşullarının değişik ve tarih boyunca çeşitli kültürlere yuva olmasından dolayı bu dokumalar, teknikleri ve desenleri bakımından çok çeşitlidir. Ancak bölge özellikleri göstermekte ve geleneksel olarak yapıldıkları için bilhassa desen bakımından çok az değişmektedirler. Bu nedenle kolaylıkla tarihsel sıralama yapılamamaktadır. Sadece renklerinden, sentetik boyaların ülkemize giriş tarihi olan 1880 ve 1890 Sonrası veya öncesi olarak tarihlendirme yapılabilmektedir. Bu da her zaman geçerli olamamaktadır.

K%C4%B0L%C4%B0M1_edited.png

 

KİLİM TARİHİ

Kilim, bilinen en eski dokuma türlerinden biridir. İlk olarak eski çağlardan beri bilinen Orta Asya, İran, Anadolu ve Kafkasya’da hayvancılıkla geçinen göçebelerin yapıp, kullandıkları bir eşyadır. Orta Asya’da yaşayan yerliler büyük bir nüfus patlaması sonucunda kendilerine daha iyi bir yaşam yeri bulabilmek için Batı’ya doğru göç ederlerken birçok şiddetli hava koşullarına maruz kalmışlardır. Bu nedenle çadırlarını kurmak için keçi yünü kullanmaya başlamışlardır. Keçi yünü, koyun yününe nazaran çok daha uzun ve sık olduğundan düz dokuma çadırındaki delikleri kapamış ve su geçirmez hale getirmiştir. Daha sonraları, bu göçebe insanlar çadırlarının toprak zeminindeki rutubetten kendilerini korumak için düz dokuma tekniğinin aynısını kullanarak ”kilim” adını verdikleri zemin kaplamalarını üretmişlerdir.

Sonraları bu göçebe insanlar dokumalarına ”pile” eklemeye başladılar. Bu ilk pile kilimleri oldukça esneklerdi. Göçebeler bu kilimleri kolaylıkla katlayıp atların sırtlarına atarak uzun yolculukları esnasında uyku çantaları olarak kullanabiliyorlardı. İlk düğüm atılmış pile halıların ne zaman ve nerede dokunduğunu hiç kimse tam olarak bilmemektedir. Ancak hayatta kalmayı başaran en eski pile halı Altay dağlarında bulunmuştur.

Kilim ”ıstar” denilen tezgâhlarda kadınlar tarafından umumiyetle dokunur. Bu tezgâhlar dik veya eğik olarak yerleştirilerek arış ve argaç denilen, dikey ve yatay iplik atkıların meydana getirdiği kasnak üzerinde, motiften motife geçilerek dokunur. Yün olan bu iplikler, bitki köklerinin ve yapraklarının kaynatılmasıyla elde edilen boya ile boyanır. Buna ”kökboyası” denir. Kök boyalarla boyanan iplikler zamanla solmama ve hatta daha hoş bir parlaklık kazanma özelliğine de sahiptirler.

HALI TARİHİ “Pazırık Halısı”

Rus arkeolog RUDENKO tarafından, Türklüğün beşiği Doğu Altaylar’daki(3000m.lik) Pazırık Yaylası’nda donmuş kabirlerden çıkan eşya arasında, halı ve renk keçeler bulmuştur. Bunlar Petrograd(Leningrad) Ermitaj(Hermitage) Müzesi’nde teşhir edilmektedir.Bilinen bulunmuş en eski düğümlü el halısı’dır. M.ö 5-3 yy’a ait olduğu tahmin edilmektedir.1947-1949 yıllarında bulunmuştur. Yaklaşık ikibin beş yüz yıl önce dokunmuştur.

Halının ebatları konusundaki bilgiler de maalesef birbirini tutmamaktadır. Bazı yayınlarda 183x196cm, kimilerinde 183x200cm, 189x200cm. gibi değişik ölçüler verilmektedir. Çok ince ve iki defa bükülmüş yünden yapılmıştır. Atkı, çözgü ve ilme iplikleri tamamen yündür, çok düzgün bir kesim tekniğinin uygulandığı bilinmektedir. Hav yüksekliğini oluşturan ilme uçlarının uzunluğu ise 2-2,5 mm. civarındadır. Halının 10cm.lik eninde 120 çözgü teli ile 1 desimetrekare’sinde de yaklaşık 3600 Türk (Gördes)düğümü bulunmaktadır. Her ilmek sırasında sonra 3 ila 4 sıra atkı atıldığı da bilinmektedir. Türk düğümü kullanılmıştır, teknik açıdan en sağlam düğümdür.

pazırık3.jpg

 

Halının ebatları konusundaki bilgiler de maalesef birbirini tutmamaktadır. Bazı yayınlarda 183x196cm, kimilerinde 183x200cm, 189x200cm. gibi değişik ölçüler verilmektedir. Çok ince ve iki defa bükülmüş yünden yapılmıştır. Atkı, çözgü ve ilme iplikleri tamamen yündür, çok düzgün bir kesim tekniğinin uygulandığı bilinmektedir. Hav yüksekliğini oluşturan ilme uçlarının uzunluğu ise 2-2,5 mm. civarındadır. Halının 10cm.lik eninde 120 çözgü teli ile 1 desimetrekare’sinde de yaklaşık 3600 Türk (Gördes)düğümü bulunmaktadır. Her ilmek sırasında sonra 3 ila 4 sıra atkı atıldığı da bilinmektedir. Türk düğümü kullanılmıştır, teknik açıdan en sağlam düğümdür.

 

Pazırık 1.jpeg
 
Pazırık 2.jpeg

 

Zamanla birçok yörede halı ve kilim dokunmaya başlanmış, her yörenin kendine özgü kalitesi ve desen özellikleri oluşmuştur.

Bunlardan en bilinenleri, “Milas Halısı” (kalitesi 26*40)’dır. Milas Halısı’nda geometrik desenler kullanılmıştır.

“Yağcıbedir” bitkisel motifler, geometrik motifler, ağaç motifleri, çiçek motifleri kullanılmıştır. Yağcıbedir Halısı’nda en yaygın kullanılan motifler, geometrik motiflerdir. Renk olarak lacivert, kırmızı, kahverengi, siyah ve beyaz kullanılmaktadır.

“Uşak Halısı” 30*30, 40*40 kalitede’dir. En eski Uşak halılarında renk koyu’dur. Desen ve motif yönünden çok zengindir. Uşak Halısı 4 grupta yer alır; Madalyonlu Uşak, Yıldızlı Uşak, Holbein, Lotto tipi Uşak, Kuşlu Uşak Halıları’dır.

“Isparta Halısı” 1 dm2’de, 30-35 düğüm olduğu görülür. Boyutlarına göre geleneksel ad verilmektedir. Isparta Halısı’nın boyutlarına göre aldığı isimler;

Paspas (40*110) Seccade (75*130), Divan, (Arşın Çeyrek 100*200), Yolluk (80*300), Kelle (150*260), Taban (200*300), Büyük Taban (250*350),

Renk olarak, genellikle lacivert, kırmızı, mavi, yağ yeşili, sarı, beyaz kullanılmaktadır.

“Karabağ Kilimleri”nde, Osmanlı saray motifleri kullanılmaktadır. Motifler çift yüzlü kullanılmaktadır. Atkısı da, çözgüsü de yündür. Genellikle kök boya kullanılmaktadır. Böylelikle kilimler yıkandığı zaman renk vermemektedir.

KAYNAK

TÜRK KÜLTÜRÜNE HİZMET VAKFI 

[email protected]

Subscribe to our newsletter

Sign up to receive latest news, updates, promotions, and special offers delivered directly to your inbox.
No, thanks